Anayasa Mahkemesi, Soma maden kazasını protesto etmek için Ankara Kızılay'da yapılan gösteride gösterinin barışçıl niteliğini bozmadıkları halde polisin biber gazı ile müdahale ettiği başvurucular yönünden insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
T.C. Anayasası'nın "kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17. maddesinde, bireylerin insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye maruz bırakılamayacağı düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi; 2016/12937 sayılı başvuruda verdiği 10.12.2019 tarihli kararında, Soma maden kazasını protesto etmek için yapılan gösteriye polis müdahalesine ilişkin başvurucuların Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptıkları şikayet üzerine açılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi ile insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ve toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği sonucuna vardı.
Karara konu olayda başvurucular, Ankara Olgunlar Sokak'taki madenci anıtı önünde yapılacak basın açıklamasına katılmak üzere Güvenpark'ta toplanan kalabalığa katılmışlar, bu sırada polisin yaptığı müdahalede biber gazına maruz kalmışlardır. Bunun üzerine başvurucular Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç ihbarında bulunmuşlar ve kolluk görevlileri hakkında soruşturma başlatılmıştır. Bu soruşturma hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Kararda, başvurucuların darp edildiklerini öne sürdükleri yerin göstericilerin ve gazetecilerin bulunduğu bir meydan olduğu, burada maruz kalınan muamelenin üçüncü kişilerin bulunmadığı yerde gerçekleştirilenlere oranla insan onur ve haysiyetinde daha büyük bir zedelenmeye yol açacağı; bunun yanında her ne kadar başvurucuların biber gazı müdahalesi nedeni ile yaralanmaları basit tıbbi müdahale (BTM) ile giderilebilecek nitelikte olsa da biber gazının kimyasal etkisi yüzünden başvurucularda oluşturduğu acının ilave bir elem ve korku yaratacağı ifade edilmiştir.
Öte yandan, başvuruculardaki yaralanmaların polisin kullandığı cebirden kaynaklandığı somut olayda güç kullanımının kaçınılmaz hale geldiğini ve kullanılan gücün orantılı olduğunu kanıtlamak görevinin kamu makamlarına ait olduğu, bunun için başvurucuların şikayeti üzerine başlayan soruşturmanın etkin, adil, bağımsız ve tarafsız bir biçimde yürütülmesi gerektiği, oysa somut olayda soruşturma mercii tarafından olayın aydınlatılması için atılması gerekli adımların eksik bırakıldığı ve soruşturmanın özenle yürütülmediğinin tespit edildiği, bu anlamda başvurucular yönünden insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Comments